DİĞER
"Şevket Süreyya Aydemir’in bir özelliği, çok canlı karakter tahlilleri yapabilmesi ve bu çerçevede söz konusu dönemin bazı şahsiyetlerinin aslında her dönem karşımıza çıkan benzerlerini hatırlatmasıdır."
"Emine Semiye ve Fatma Aliye, Mükâfat-ı İlahiye ve Udi romanlarında yazın alanında kendilerine yer açmak ve kadın merkezli bir edebiyat inşa etmek için kendilerinden önceki erkek yazarların kanunlarına karşı çıkarlar."
"Kitabın militan bir ‘gidenler’ ve ‘çekip gitme’ savunusu olduğunu söyleyemeyiz. Onlar adına konuşsa da yazının da ve esasen fotoğrafların da dile getirdiği sadece gidenlere özgü bir hayaletlik ve artık-orada-olmama hali."
Elvin Eroğlu, Sude Öztürk ve Fatma Nur Türk, 20 Nisan 2021'de Kıraathane İstanbul Edebiyat Evi'nde yaptıkları video söyleşiye yazılı olarak devam ettiler. Şiire ve birbirlerinin şiirlerine dair uzun ve ilginç bir sohbet ortaya çıktı.
Sadece şiir ve şiir üstüne yazılmış kitapları yayımlayan 160. Kilometre yayınevi 10. yılında, editörlüğünü Ömer Şişman ile Ahmet Güntan'ın üstlendiği yeni bir diziye daha başladı: Gulyabani. İsmini Seyhan Erözçelik'in "şiir gulyabanidir, ölmez" sözlerinden alan dizinin manifestosunu ve çıkacak ilk kitaplardan bazı örnekleri Tadımlık olarak sunuyoruz.
"Dede Korkut hikâyelerinde en sevdiğim, en hayran olduğum karakter Banıçiçek. Onun özgünlüğü tek başına hikâyeleri bir başyapıt yapmaya yeter bence. Banıçiçek, Bamsı Beyrek’in karısı. Araştırmacılar Bamsı Beyrek ile Odysseus, Banıçiçek ile de Penelope arasında paralellik kurarlar. Ama bence Banıçiçek Penelope’den daha ilginç bir karakterdir."
COVID-19 salgını yüzünden eve mahkûm olup tarih okumak isteyenlere tavsiyeler… Nuray Mert her biri sıkıcı ve uzun olmakla beraber okunması elzem kitaplara değiniyor. ‘Ulu Hakan’dan, ‘Tek Adam’a, Rıza Nur’dan Mete Tunçay’a…
Ölümü özellikle ekonomik etkinliklerin sona ermesi anlamında ele alıyor şair. Aslında buna ekonomik edilginliklerin sona ermesi de diyebiliriz çünkü piyasayı işaret ederken bir etkileşimden değil sömürüden bahsediyor daha çok
İnsan, göç eden bir canlı. Çoğumuzun ailesinde şu ya da bu nedenle ve şu ya da bu biçimde göç etmiş, etmek durumunda kalmış birileri var
Biz, 80’lerin niçin özlenecek bir tarafı olmadığını, kimin zalim kimin kurban olduğunu hemen ele vermeyen, alegorik bir öyküyle hatırlatıyor
Bir şölen bekliyor sizi İstanbullular diyorum, sakın kaçırmayın. Bir cennet bahçesi açılıyor önünüzde, kendimize yarattığımız cehennemlerden de yankıları olan, dram ve neşe dolu...
Tuğrul Eryılmaz: Spor okunuyor, ekonomi koyunca bankalar reklam veriyor, şuradan para geliyor diye diye her şey küçüldü. Patrona para kazandırmak için yapıldı bunlar ama olan gazetelere oldu
Daha Fazla
© Tüm hakları saklıdır.